‘’ESSELAMUN ALEYKUM VE RAHMETÜLLAHİ VE BEREKATÜHÜ’’ Selam hepimizin bildiği gibi Arapça kökenli kelime olup kelime manası; 1-) İnsanların birbirleriyle karşılaştıklarında kullandıkları yakınlık, dostluk, saygı ifade eden söz, işaret, hareket. 2-) Emniyet, huzur, selamet, esenlik, sağlık, sağlamlık.

3-) Yüce Allah’ın isimlerinden.

Bu anlamları ihtiva eden selam kelimesi günlük yaşantımızda çok sık kullandığımız bir kelimedir. (Zaman zaman başka kelimelerle de olsa) İletişim insanların birbiriyle tanışması, yaklaşması için ilk adımdır, aynı zamanda ibadetlerimizde de her namazda ifa ederiz. İçerisinde her çeşit hayrı toplamış, fesat unsurlarını da tard (kovma, sürme, çıkarma) etmiş anlamlarını taşıdığından selam vereninde, selam alanında huzur bulduğu bir eylemdir. Selam; sevgiyi artırır, kalbi yumuşatır, kaynaşmayı sağlar, gönül kazandırır.  

Selamla başlayan her iletişim, ilişki hayırlara yelken açar. Selam vermek sünnet selam almak farzdır. Selamı genellikle ülkemizin güzel insanları kahir ekseriyetle kullanırlar. Anlamını ve ehemmiyetini bilerek kullananların çoğunlukta olduğuna tüm hissiyatımla inanmakla birlikte azda olsa alışkanlıkla kullananlar olduğu bir gerçek. İnşallah bu konuyu yazmaya gayret ederek birkaç kardeşimize faydalı olabilirim. Selamın bir anlamı da ben Müslüman’ım, benden sana zarar gelmez demek olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ama nasıl bir maddeci dünyada yaşıyorsak Müslümanlar devamlı birbirleriyle savaş içinde. Her yıl binlerce Müslüman ölüyor ve Müslüman toplum buna genellikle sessiz kalıyor. Ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti olmazsa eziyet gören Müslümanların sesini dünyaya duyuracak kimse olmayacak. Ülkemizin Müslümanların dertleriyle dertlenmesini Osmanlı bakiyesi bir devlet olduğumuzdan çok derin anlam taşımaktadır. Demek ki Müslümanlar olarak selam’ın gerçek manasını anlayamıyor ve yaşayamıyoruz. Bunu başaramadığımız sürece huzuru bulamayacağımız kaçınılmazdır. Sevgili Peygamberimiz ‘’Amellerin en hayırlısı selamı yaymaktır’’ diyor. Bizler gerçek anlamda selamlaşmayı içselleştirebilir ve manasını hayatımızın olmazsa olmazı şeklinde yerleştirebilirsek bundan hem birey olarak, hem toplum olarak hem de ülke olarak çok olumlu payeler elde edeceğimiz muhakkak. Selamlaşmayı öncelikle toplumumuzun en önemli birimi olan ailede başlatmalıyız. Çocuklarımızda küçük yaşta selam almanın ve selam vermenin gerçek manasını anlatmalıyız, evlerimize her girdiğimizde selamı mutlaka vererek çocuklarımıza alışkanlık kazandırmalıyız, tüm iletişimde olduğumuz kişilerle selamı paylaşmalıyız. Bu konuda tabi ki toplumun önde gelen kişileri olarak siyasetçilere, aydınlara, sanatçılara, görsel ve yazılı medyada olanlara (vb.) çok büyük sorumluluk ve görev düşmektedir. Bu kişiler her konuşmalarında, yazılarında selama vurgu yaparlarsa bu halkımız nezdinde de hüsnü kabul görecektir. Tabi ki topluma yön verenlerimizden buna dikkat edenler var, Allah razı olsun onlardan, ama toplumumuza yön verenlerden buna dikkat etmeyen veya batı tarzı/batı hayranlığı selamlaşmayı tercih edenler azımsanmayacak kadar mevcut.  Taberani diyor ki; ‘’İnsanların en acizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir.’’ Selam konusunda niye cimriliği tercih edelim ki, neticede bize bir maliyeti yok, manevi kazancı bizim için çok. Hele hele mevkimiz yükseldikçe, ekonomik imkanlarımız çoğaldıkça ve dünyevi tatlara meylimiz artıkça selamın önemimi biraz daha unutuyor, selamı hayatımızdan çıkarıyoruz. Bir düşünür diyor ki; ‘’Zirveye çıkarken gördüklerine selam vermeyi unutma, inerken aynı yolu kullanacaksın.’’ Selam yüce kitabımızda yaklaşık 40 ayette geçmektedir. ‘’Yemin ederim ki imanı olmayan cennete giremez, birbirinizi sevmedikçe imana kavuşamazsını, birbirinizi sevmek için çok selamlaşınız.’’ (Tirmizi) Bizler ne kadar çok selamlaşırsak birbirimize olan sevgimiz, muhabbetimiz o ölçüde çoğalacaktır. Sevgi, muhabbet, hoşgörü ve selamla kucaklaşmış toplum her zaman saygı duyulacak bir toplumdur. Selamlaşmak Müslüman’ın Müslüman üzerindeki haklarındandır. Selam bir Müslüman’ın Müslüman kardeşi için hayır temennisinde bulunmak olduğuna göre niye bundan kendimizi mahrum bırakalım. Allah’ın nimetleri hepimize yeter. ‘’Selam vermek insani ilişkilerimizi güçlendirir, kavileştirir. Toplumdaki kaynaşma ve dayanışmayı olgunlaştırır. Muhabbete Zirve yaptırır. Selam birbirini tanımayan insanların da kaynaşmasına başlangıç olur.’’ Yüce yaratıcımızın ve O’nun meleklerinin cennete giren müminlere ilk hitabı ‘’SELAM’’ olacaktır. Selamı artık hayatımızda azami kullanmaya özen göstermeye başlayalım, selamı vereninde selamı alanında tebessüme bürüneceği muhakkak, tebessüm ardından güzel hisleri, menfaatsiz ilişki kurmayı, sevgi ve saygıyı, dostluğu ve hoşgörüyü getirecektir. Toplumumuzun en sıkıntılı konularının başında hoşgörüsüzlük geldiğine inanıyorum. Yoksa neden toplum bireyleri olarak herkes birbiriyle neden devamlı kavga halinde, birbirimizi anlamıyoruz. Sorunlarımızı kaba kuvvetler, şiddetle, bağırarak çözmeye çalışıyoruz. Selamlaşmayı artırarak ve anlamını içselleştirerek olumsuz olan duygularımızdan kurtulup  hoşgörü ortamını oluşturmaya gayret etmeye başlayalım, gerisi gelecektir. Hadi hemen gördüğümüz ilk kişiye tüm iyi niyet duygularımızı kuşanarak selam verelim. ‘’ESSELAMUN ALEYKÜM’’

Manevi değerleri yüksek bir toplum olmamız temennisiyle. Selam ve dua.

İbrahim MURTEZAOĞLU  –  ibrahim@krmkrm.com.tr   –  0532 314 12 45